Blogumda, bende bildiğin nazarlara geldik. :)

Kaç gündür şu defterin fotoğrafını yüklemeye çalışıyorum, yok olmuyor!

Telefonumda da ciddi bir temizlik yapınca, sorunu halletmiş oldum.

Geçen postumda, kılıftan bahsetmiştim şimdi ise sıra geldi deftere...

Bu defter çok Sevgili Nilgün'eydi.

Nilgün, sağ olsun bugüne dek ne yaptıysam hepsini çok beğendi, tebrik etti, güzel sözleriyle yanımda oldu...

Geçen hafta ise kendisine bir defter yapımı için iletişime geçtik,

İşe ilk önce, defter yapraklarını hazırlamak ile başladım.

Bir konsept belirlemek ve onun üzerine çalışmam gerekiyordu. Renk kartelam ise indigo ve toprak tonlarıydı.

Nilgün'ün sanatla olan ilmine sığınarak olabildiğince sanatsallığımı göstermeye çalıştım.

Sulu boyadan tutunda wood grainer kullanarak elde ettiğim sayfalar içime sinince, eksi ve artıları hiç gözümde olmadı.

Daha öncesinden arşivimde olan ve çok beğendim fotoğrafları,

sayfa ceplerinde kullanmak üzere çıktılarını aldım.

Ve cepler hazır, günün anlam ve önemini saklayan sır kesecikleri mi desek ne desek bilemedim. :)

Yine baskı yoluyla elde ettiğim kağıt ve çuval beziyle, kapağını kapladım.

Glaze ve su ile incelttiğim beyaz akrilik boyayı da fırça yardımıyla  tüm kapağın üstünden geçtim.

Kim bilir?
Belkide bu cepler günün birinde bir yaprağa ev sahipliği yapar,
Yaprak ise tüm günü özetler...